HAMSI ON BOARD

17 Mart 2014 Pazartesi

Nedir ne değildir?

Şükretmekten can sıkmaya vakit bulamadığım ütopik bir dünya yaratmaya çalışıyor olabilirim...
Optimistliğe çabalamak kendi canımı sıkıyor mu? yoksa "gerçek olmak için çok iyi" gibi bir kavramı kendim mi yarattım?
Problemlerimle ilgili yakınamam çünkü başıma gelmesini istemeyeceğim çok daha büyük problemler var ,
"Dağına göre kar" mantığından yola çıkarak üzülebilmek hakkım mı? Bunu da bilmiyorum...
Ya da birşeylerde sürekli hak mı aramak lazım?
Herşeye sevinmek gerçekse üzülmek neden var?
Peki "yalan dünya" dediğimiz şeyde birşeylere üzülmek ne kadar mantıklı?
Moralimizi bozmak için sebepler ararken mi öğrendik kendimize acımayı?
Yoksa gerçekten acınacak halde olduğumuz durumlar mı var?
Bunların hiç birini düşünmeyip "bu böyle" yi kabul ettiğimizde vurdumduymaz mı oluyoruz?
Yoksa gerçekçi mi?
Çocukken sorumluluk almamız için çabalandığından dolayı mı sürekli sorumsuz hissediyoruz?
Sorumsuz olduğumuzdan mı sorumluluk yükleniyor yoksa bu bir gelenek mi?
Gelenekler toplum olarak yaşayabilmemiz için koyulan kurallarsa toplum olarak yaşamamız gerektiğini ve bir de bunun için kurallara ihtiyacımız olduğunu kim düşündü?
Deliler böyle mi deli oluyor aceba?
Ya da anarşist mi deniyor deli denilemeyecek kadar görsel,kültürel ve siyasalımsı bütünlük sağlayanlara?
Bir ağaca sarılıp "kesmeyin!" Dediğiniz için deli olabilirsiniz...
Sözde dayatılan toplum etik kurallarına uymadığınız için ahlaksız da olabilirsiniz...
Ucu başı belli olmayan,hukuksal anlamda bir boşluğun içindeki saçma sapan bir kanuna "bu ne böyle be!" Dediğiniz için anarşist...
Oturup saatlerce bir sokak kedisine kartondan ev yaptığınız için "ayy çok yalnız herhalde" de olabilirsiniz...
Ama işin özünde her seferinde birileri için kesin delisiniz...
Birileri için çok iyi,kimi için insan,kimileri için de işsiz güçsüz...ya da çapulcu...

Bizi sıfatlar bu hale getirdi...
Kırmızı elmaya mor çilek dense de anlarız anlamak istedikten sonra birbirimizi...
Ama biz nedense kırmızının tonuna,elmanın cinsine kadar tartışmak isteriz...

İlk okuldan beri...
Kırmızı elma...Ali'nin kalemi...Ömer süt iç!!!

18 Şubat 2014 Salı

...

Herşey kötüye giderken aslında iyiye gitmesi ne enteresan bir süreç...
Bakıyorum şimdi, 
Yaklaşık iki sene önce çok daha mutlu olduğumu düşündüğüm sorunsuz bir hayatımın içinde kendime boş sorunlar ve iç sıkıntıları yaratmakta üstüme yoktu...
Şimdi gerçek sorunların ve her gün dahada beterleşen ve üst üste gelen problemlerin içinde şükrederek ilerlemeye çalışıyorum... Çok daha mutlu olmam enteresan bir durum sadece...artık gerçekten elle tutulur sorunlar var...

Sanırım bu bir güç gösterisi, ya da umursamazlık değil...
Verdiklerine ve vermediklerine şükretmek... Problem değil çözüm odaklı olmak...

Ya da sadece Allah büyüktür demek...
Ki tartışmasız büyüktür :))

20 Ocak 2014 Pazartesi

14 Ocak 2014 Salı

Çizgileri Aşın!

Neden sürekli birşeyleri kalıba sokmaya çalışıp sadece yaşadığımız hayattan zevk almaya bakmayız ki?
Çok mu cesur olmak gerekir sevmediğimiz işi bırakıp yeni bir işe başlamak ya da ne bileyim sıkıldığımız şehirden gitmek,hoşlanmadığımız insanları hayatımızdan çıkarmak için?
Yoksa deli mi olmak gerekir?
Her gün milyonlarca sevmediğimiz şey yapmak zorunda kalırken trafiğin olmadığı bir kumsala taşınmak neden herkesin emeklilik hayalidir?
Yüzyıllardır başkalarının kurduğu hayatları yaşamaktan bunalmadık mı yoksa bu hayatı kendimizin kurduğunu mu düşünüyoruz?
Hayal etmeyi,şekillendirmeyi,kendi hayatımızı kendimiz çizmeyi denemek mi istemiyoruz yoksa halihazırda yaşanmış bir hayat güvenli mi geliyor?

Cesur ya da deli insanlar vardır... Hayatlarını kendileri yaratır, ve her an yaratmaya devam ederler...
İstanbul'dan Timbuktu'ya taşınmalarına gerek bile kalmadan...
Çünkü düşüncelerimiz hayatlarımıza yön verir, hayatın mucizelerini görmeyi başaracak kadar deliyseniz kendi hayatınızı yaratacak kadar cesursunuz demektir...ve belkide hiç bir an sandığımız kadar sıkıcı değildir...sadece bizim için olan mucizeyi yakalayabilir miyiz?

Daha yumurtayken tavuk kümesine karışmış bir ördek gibi hissetmeyi bırakıp suya girme zamanı...

Bir gün hepimizin bu derece deli olması dileğiyle...
Başımızagelen en güzel şeylere...